Türkiye’de Youtube çıkar mı?

Bu soruyu Google üzerinde arattığınızda birçok sonuç ile karşılaşıyorsunuz fakat yazılanların hepsi neredeyse birbirinin aynısı 🙂 Son zamanlarda ben de bu tarz bir yazı hazırlamak istiyordum. Günü geldi Msn Messenger üstünde çok tartıştık bu konuyu arkadaşlarla ya da e-postalar aracılığı ile. Fakat düşüncelerimi geçte olsa yazıya dökme zamanı geldi. Bu yazı ile bir de pazar araştırması yapmış oldum. Elde ettiğim veriler beni şaşırtmadı ve neden Türkiye’den Youtube çıkmayacağının cevabı oluyor 🙂

Tamam şimdi hemen bana diyeceksiniz ki, “Ya pikniktube?” Aslında hangisi Beyaz’ındı ben bile şaşırdım artık. Çünkü org’lusundan tutun da .name’lisine kadar birçok pikniktube türemiş bile 🙂 Evet pikniktube ve türevleri bu soruya çok güzel yanıt oldular fakat nereye kadar yanıt olarak kalabilecekler, bu da ayrı bir soru sanırım 🙂 Bu soruyu sorma nedenimin yanıtlarını ise yazının devamında bulacaksınız.

Yurtdışındaki bu tarz uygulamalar görüldükçe bizim insanımızın genel bir suçlama cümlesi var; Bizim memleketten çıkmaz böyleleri

Kimisi bilgisiz olarak suçlar programcıları, kimisi bant genişliğinden yakınır. Herkesin kendine göre haklı sebepleri vardır ve bunlardan birkaç tanesi direkt cevaptır.

O zaman gelin hep birlikte bir internet projesi oluşturalım ve bu konuyu her yönüyle tam olarak kavramaya çalışalım. Tamam, ilk olarak youtube çıkarmayacağız ve daha basit bir proje ile başlayalım 🙂

Çevrimiçi çalışan video dosya formatlarını dönüştürücü yapıyoruz

Heheh nasıl fikir ama? Yok yok bunlarda yapıldı. Hem 1 değil 2 değil 3 değil …

Bu proje için bize gerekli olan birkaç şey var elbette. Yani bu projeyi herhangi bir hosting firmasından küçük bir alan kiralayarak yapamayız. Bu proje için kendi sunucu bilgisayarımız gerekiyor. Ayrıca yüksek bant genişliğine sahip olmalıyız. Ve video formatları arasında dönüştürme işlemini gerçekleştirecek bir php eklentisi bulmalı ya da yazmalıyız. Projemizi kodladıktan ve sunucumuzu kurduktan sonra, projeyi sunucuya yükleyebilir ve aktif edebiliriz. Sonrasında ise birkaç tanıtım için reklam vermemiz gerekiyor. Ve aynı zamanda eğer maddi destekte bulunan bir sponsorumuz yoksa kendimize sponsor bulmalı ya da reklam yayınlamak için yaratıcı fikirler üretmeliyiz.

Sunucu masraflarını karşılamak için maddi olarak bir gelir elde etmek zorunda kalacağız dedik. Yeni yaratılmış ve henüz oturmamış bir proje için ilk 6 ile 12 ay arasında kimse sponsor olmayabilir. Yerine reklam almayı düşünebilirsiniz. Fakat reklamlardan elde edeceğiniz gelir asla sunucu ve bant genişliği masrafınızı karşılamayacak ve bedava verdiğiniz bu hizmet için üstüne bir de para vereceksiniz.. Hem de yüklü bir para 🙂

İşlemlerimizi 1 yıllık bir süreç için gerçekleştireceğiz. Yani en az 1 yıllık olarak ödemelerimizi yapacağız ki işimizi sağlama alalım ve yıl içerisinde ödemelere değil projemizi nasıl tanıtacağımıza ve geliştireceğimiz kafa yoralım.

1) Sunucu olarak kullanacağımız makinayı seçiyoruz

Sunucu olarak kullanabileceğimiz ve sadece sunucu olarak özel donanım içeren makinalar yok değil. Ama fiyatları ortalama 1000 ile 12000 $ arasında değişiyor. Tabi donanım özelliklerine göre daha üst fiyatlara da bulabiliyorsunuz. Bu PC’ler kesinlikle masa üstü PC’lerden çok daha hızlı çalışıyor ve daha kısa sürede işlemleri gerçekleştiriyorlar. Fakat biz genç girişimci olduğumuz ve o kadar gelirimiz olmadığı için geçici olarak kendi toplayacağımız bir PC ile idare edeceğiz. Günümüz şartlarında iyi olarak ifade edebileceğimiz alttaki masa üstü PC’sini kendimize sunucu PC olarak yaratacağız.

Kendi PC’mizi yaratmamızın asıl nedeni sunucu yazılımı ya da php üzerinde özel eklentiler kullanacak oluşumuz. Birçok hosting firması kendi PC’lerine özel eklenti kurulmasına izin vermemektedir. İşin bir diğer güzel yanı ise toplayacağımız bu PC’de sadece bizim sitemizin yer alacağı yani sadece ziyaretçilerimizin isteklerine yanıt vereceğidir.

  • INTEL C2DUO E6400 2.13GHz 1066MHz 2MB 64BIT 775p, İşlemci
  • ASUSTEK P5GZMX 945GZ DDR2 SES+VGA+GLAN+SATA2 16X, Anakart
  • [1 GB DDR2 667 MHz (KINGSTON) ] x 2 adet, Bellek
  • 250 SEAGATE 7200 NCQ SATA2 16MB ST3250624AS, Sabitdisk
  • ASUSTEK TA-231 USB ATX KASA SIYAH, Kasa
  • ASUSTEK 1608P3S 40X32X40 16X8X16 DVDRW DL SIYAH, DVD yazıcı

Kendimize üstteki gibi PC topladık. Bugünün değerleriyle ortalama 800$’a buna sahip olabiliyorsunuz. Yok hayır üstteki bize yeterli değil diyorsanız ortalama 2500$’a alttakini de seçebiliyorsunuz. Tabi bu fiyatların KDV ile fırlama ihtimali de yok değil 🙂

  • INTEL C2DUO E6700 2.66GHz 1066MHz 4MB 64BIT 775p, İşlemci
  • GIGABYTE 965PDQ6 965P DDR2 SES+GLAN+SATA2 16X, Anakart
  • [1 GB DDR2 800 MHz (KINGSTON) ] x 4 adet, Bellek
  • ASUSTEK EN7600GT/2DHT(128Bit)256MB SLI 16X, Ekran kartı
  • 750 SEAGATE 7200 NCQ SATA2 16MB ST3750640AS, Sabitdisk
  • AOPEN H600B-B28 ATX KASA 400W SİYAH AIRDUCKLI, Kasa
  • ASUSTEK 1608P3S 40X32X40 16X8X16 DVDRW DL SIYAH, DVD yazıcı

Tabi bu verdiğimiz özellikte bilgisayar bizim projemiz için ne kadar yeterlidir, ya da ne kadar verimli olur bilinmez. Bunun için donanım konusunda kendimizden daha bilgi olduğuna inandığımız kişilerden fikir almakta fayda var. Neyse biz fazlaya kaçmıyoruz ve birinci bilgisayarı seçiyoruz. Peşin aldık, pazarlık yaptık v.b. derken düz 800$’a o PC’i aldığımızı kabul edelim.
Gider: 800$

2) PC işletim sistemi ve sunucu kontrol yazılımları

Projemiz gereğince sadece 1 adet domain barındıracağız. Bu nedenle çok fazla domain desteği veren sunucu kontrol yazılımlarına gerek yok. Bu yazılımlardan en çok bilinenler Cpanel ve Plesk var. Tabi bunlardan daha ucuz olan yazılımlar da mevcut fakat güvenlikleri tartışılıyor. Bu yazılımların güzel yani mail, spam, antivirus gibi birçok güzel özelliği bünyelerinde barındırmalarıdır.

Üsttekilerden önce sunucu işletim sistemine karar vermeliyiz. Php+Mysql+Apache üçlüsü ile çalışacağımız için en verimlisi unix/linux tabanlı işletim sistemleri olacaktır. Çünkü bu üçlü, linux tabanlı işletim sistemlerinde windows tabanlı olanlara göre çok daha verimli ve hızlı çalışmaktadır. Birçok kişinin ortak kararı olan CentOS‘u işletim sistemi olarak seçiyoruz. CentOS tamamen bedava ve o nedenle işletim sistemine harcamamız olmuyor.

Şimdi geliyoruz sunucu yönetim yazılımına. cPanel ömür boyu lisans için 1499.99$ istiyor. Fakat Plesk‘in seçenekleri bizim için daha avantajlı gibi. Plesk için en az 30 domain’lik paket bulunuyor ve onu seçiyoruz. SpamAssassin ile spam maillerden korunmak istiyoruz. Çünkü büyük bir web projesine adım atıyoruz ve kullanıcıadı@domain.com şeklinde e-posta hesaplarımızı kullanarak daha profesyonel davranacağız. Bu nedenle spam maillerden korunmak isteyebiliriz. Ayrıca Dr.Web’den Antivirus korunma desteğini de istiyoruz. Düşünsenize, ziyaretçiler sunucunuza video dosyaları yükletecekler ve siz dönüşümü yapıp onlara geri yollayacaksınız. Peki ya video formatında dosya yollamazlarsa? Ya da gün gelir video formatındaki dosyalara da virus iliştirilirse 😀 Antivirus önemli bence! Ve Plesk bugün koşuluyla bize 547$’lık bir ücret çıkardı. Satın aldıklarımız ise şunlar,

  • Plesk: SpamAssassin Support – 48$
  • Plesk Anti-Virus by Dr.Web for Plesk Unix – 299$
  • Plesk 8.1 Linux license, 30 Domains- 199$

Plesk lisansımız ömür boyu fakat Dr.Web lisansı sadece senelik.

Ayrıca ileri düzey bir PC kullanıcısı olduğumuzu düşünüyor ve üstteki yazılım ve işletim sisteminin kurulumunu kendimiz yapıyoruz. Ya da varsa bilgili bir tanıdığımız, ona yaptırıyoruz. Aksi halde bunları da ortalama 100$ karşılığında yaptırabiliyoruz işinde uzman yetkililere.

Gider: 547$

3) Sunucumuzu barındırmak zorundayız ve bant genişliği satın alacağız

İşte geldik en can alıcı noktaya 🙂 Yukarıdaki PC’i evde barındıracak halimiz yok, hele hele ADSL bağlantısı ile 😀 Öyle yaparsak hizmet veremeyiz. Yüksek bant genişliğine sahip veri merkezlerinde yani hepimizin bildiği data center’larda PC’mizi barındırmamız gerekiyor.

Barındırma işlemi şöyle oluyor. Siz PC’nizi alıyor ve işletim sistemi v.b. kurulumlarında sonra anlaştığınız firmaya yolluyorsunuz. Bu firmalarında sunucu hizmetlerini gerçekleştirdikleri özel odaları bulunuyor. Odalarda yangın söndürme sistemlerinden, soğutma sistemlerine kadar birçok teknoloji konuşuyor. Yani PC’miz her bakımdan güvende oluyor orada. Tabi bu firmalar hizmetlerini babalarının hayrına yapmıyorlar 😀 yoksa aç kalırlar 🙂 Aylık ya da yıllık olarak barındırma ve bant genişliği ücreti ödüyorsunuz buralara.

Peki kendi veri merkezimizi kuramaz mıyız? Kim bilir yarın öbür gün sayısal, at yarışı, piyango v.b. şans oyunlarından büyük miktarda para çıkarsa neden olmasın 😀

Bant genişliği fiyatları ne yazık ki el yakıyor yurt dışına nazaran. Böyle bir sistem için sadece başlangıç olarak aylık 500 GB ‘lık veri transferi yapacağımızı düşünelim. Ki buna en yakın 2048 Kbit (2Mbit) bulunuyor ve 640 GB’a denk geliyor. Tabi bunu düşünmek bir yana varsayımlarda bulunup, kağıt üstünde uzun uzun hesaplamalar yapıyoruz. Ama bunlara girmiyorum çünkü baş ağrıtıyor 😀

Hemen küçük bir pazar araştırması yapıyor ve ülkemizdeki firmaların aylık 640 GB (2Mbit) veri transferi için ne kadar talep ettiklerini buluyoruz. Gerekirse görüşmelerde bulunuyoruz. Araştırmamız gereken firmaların Co-Location hizmetleri oluyor. Ülkemizdeki firmalardan elde ettiğimiz fiyatlar bugün koşulu ile şöyle oluyor.

  • Radore Telekom Datacenter – 229$ ~ 321 YTL
  • SadeceHosting – 320$ ~ 448 YTL
  • Hostcini – 750 YTL
  • Niobeweb Hosting – 189$ ~ 265 YTL
  • Vital Web Hosting – 199$ ~ 279YTL
  • SistemHost Hosting – 120$ ~ 168 YTL

Üstteki firmaların hepsi Türkiye’de sunucuları barındırıyorlar ve erişim hızları gayet iyi. Bunların arasına yine birçok güzel firma da eklenebilirdi fakat web sayfalarında co-location fiyatları yer almıyordu.

Amacımız sunucumuzu yurt içinde barındırmak. Çünkü gözle görülür hız farkları doğabiliyor. Hem de, hani vakit bulunca arada bir veri merkezini ziyaret eder son gelişmeleri takip edebiliriz 🙂 Yoksa yurt dışından yukarıdaki fiyatlara onlarca kat daha fazla bant genişliği satın alabilme şansınız var. Ya da sınırsız!

Yurt içindeki birçok firma Türk Telekom ile çalıştığı için fiyatlar böyle oluyor sanırım. Yani Türk Telekom yine el yakıyor 🙂 Araştırmamız sonucunda bize en uygun olan sistemhost oldu fakat onun da saat başı ekstra ücret yansıtma gibi bir farkını gördük. Bize daha fazla masraf çıkarabilir eğer gereğinden erken 200GB’ı aşarsak. Bu nedenle tercihimiz Niobeweb Hosting’den yana oldu. KDV ile birlikte aylık 312 YTL oluyor ve biz 1 yıllık peşin ödeme anlaşması yapacağız. Böyle bir durumda birçok firma 10 ay ücreti almaktadır. Niobeweb ile yapılan pazarlık sonucu 1 yıllık için 10 ay ücretini ödeyeceğimizi varsayalım ve giderimiz 3120 YTL ve yaklaşık 2230$ oluyor.

Tercihimiz aylık 640 GB’lık bant genişliğiydi. Fakat eğer reklamlarımız tutarsa bu miktar bize yetmeyebilir.

Gider: 2230$

4) Web yazılımını kodlayalım ve sunucu bileşenleri sağlayalım

Php ile video formatları arasında dönüşüm sağlayamıyoruz. Henüz böyle bir eklentiye de rastlamadım. Ama büyük çabalar ile bunu kendimiz de yazabiliriz. Ya da şu an aklıma gelmeyen farklı çözüm yolları da illa üretebiliriz. Hadi bu kısımda sadece zamandan kayıp verdiğimizi düşünelim 🙂

Bu proje için kendimize ve programlayabileceğimize güveniyoruz. Öyle de oldu ve projeyi bitirdik. Şimdi sıra bunu sunucu üstüne yüklemeye geldi. Fakat aklımızda bazı soru işaretleri yok değil. Hani olurda bir şekilde sunucumuz saldırıya uğrar ve PC saldırganların eline geçerse? Tamam veritabanımızda önemli bir kayıt olmayacak. Hatta belki veritabanı bile kullanmak istemeyeceğiz bu proje için. Fakat PC’nin ele geçmesi, saldırganların projenizi de ele geçirmesi demek oluyor. Arzu edersek projemizi sunucu PC’mize atmadan önce güvenilir bir yazılım, Zend Guard ile kaynağını şifreleyebiliriz. Zend Guard tek başına 995$ fakat Zend Studio Professional ile 799$. Ehh 799$’lık paket tercihimiz olacaktır 🙂 Böylece her türlü kötü ihtimale karşın kodlarımızı şifrelemiş olacağız. Aksi halde birçok forum sitesinin web programlama kategorisi altından rastlayabiliyorsunuz çalıntı Türk yapımı sitelerin kaynak kodlarına 🙂 Zend Guard ile şifrelenen kodlar kırılmayacağı anlamına gelmiyor fakat bunu yapabilecek sayılı insan vardır sanırım Dünya üzerinde.
Gider: 799$

5) Reklam elde etmek için reklam yapmak şart!

İlk günlerde sitenizi kimse bilmeyecektir. Reklam vereceklerin öncelikle sitenizin farkında olmaları gerekir. Bunun içinde ciddi derecede yüksek bir kitleye hitap etmeniz gerekir. Bunu elde etmek için gereken koşullardan biri ise reklam vermek. Bunun için ayda 10 farklı ve yüksek sayıda üyesi olan forum sitesine reklam vermeyi seçebiliriz. Forumlar Türkiye’nin önde gelen siteleri olması şart değil. O nedenle her bir forum için 50 YTL aylık ödeyeceğinizi düşünerek 10 forum için 500 YTL değerine ulaşıyoruz. Bu da aylık 356$ gibi bir şey oluyor.
Ayrıca en iyi çözümlerden biri Google AdWords’e reklam vermek. Bunun için de aylık 100$’lık bir harcama size iyi getiri sağlayacaktır.

Sadece ilk 3 ay boyunca reklamlar ile tanıtım yapmanız size belli bir ziyaretçi kitlesine ulaştıracaktır. Bu süre boyunca arama motorları da çoktan proje sitenizi indekslemiş olacaktır.

Yani toplam reklam giderimiz 1368 $
Gider: 1368$

Eveeett şöyle bir toplayalım bakalım 😀

Toplam gider: 800$ + 547$ + 2230$ + 799$ + 1368$ = 5744$

Yani YTL olarak bugünün kurlarına göre kuruluş ve 1 yıllık masraflar dahil 8058 YTL ödememiz gerekiyor. Sonraki her yıl için 2529$ yani 3548 YTL ödememiz gerekecek 😀

Bizim bu hesaplamalarımız bedava verilecek bir hizmet için. Çünkü yurtdışındaki çocuklar bu hizmetlerini bedava vermekteler. Sadece bu projeyi gerçekleştirmek için cebimizde 10000 YTL olsa iyi olacak gibi görünüyor. Çünkü kalan 2000 YTL’nin bir kısmı da doğacak ekstra masraflara (bakım v.b.) gidecek. Bu projeyi ayakta tutmak için aylık reklam kazancınız ne kadar olmalı, onun hesabını da size bırakıyorum 😀 Eğer reklam geliriniz iyi olmazsa ilk yıl bizim birinci ve son yılımız olacaktır ve 10000 YTL havaya gidecektir. O yüzden yazımın başında, bu tarz projelerde ayakta durabilmek önemli olan demiştim.

Ve şimdi dönelim Youtube çıkar mı çıkmaz mı olayına 🙂 Herkesin kaynak göstererek sitelerinde yayınladığı Eylem Cülcüloğlu’nun Türkiye’den neden Youtube çıkamaz? başlığına göz atalım. Biz yukarıda 2Mbit için ter döküyorduk, Eylem Cülcüloğlu ise Youtube’un ayda 6 Petabyte veri transferinde bulunduğunu açıklıyor. Ben de çoğunuz gibi Petabyte’ın neye karşılık geldiğini bilmiyorum. Terabayt’ın 1204 GB olduğunu biliyordum. Acaba 1024 Terabayt 1 Petabayt mı oluyor dedim kendi kendime ve araştırmam sonucunda doğru tahminde bulunduğumun farkına vardım. Eğer youtube yapsaydık ne ödeyecektik dersek hemen hesaplayalım 🙂

2Mbit (640GB) için aylık KDV dahil 312 YTL ödüyorduk. Bize gerekli olan 6 petabayt. 1 petabayt 1024 terabayt, 1 terabayt 1024 gb ise;

6 petabayt = 6*1024*1024 = 6491456 GB

oluyor. Biz 640 GB için 312 YTL’i ayda ödüyorduk. 6 petabayt için,

(6491456*312)/640

hesaplaması ile 31.645.843,8 YTL ediyor. Tühh sanırım piyango çıksada Youtube kuramayacağız 😀

Ama yok hemen üzülmeye başlamayın. Eylem Cülcüloğlu aynı yazısında Türkiye’nin yurt dışı toplam bant genişliğinin 36Gbps (saniyede 36 GB) olduğunu da açıklıyor. Böylece hem yurt dışına açılamıyoruz hem de petabayt seviyesinde transfer limitine ihtiyacımız kalmıyor. Fakat eğer Youtube projesi gerçekleştirir ve bu da tutarsa, aylık 500 Terabayt’lık transfer limitine ihtiyaç duyabiliriz. Böyle bir durumda veri merkezleri de işimizi görmeyecektir. Direkt internet sağlayıcıları ile irtibata geçmek zorunda kalacağız. Bu da daha çok para demek 🙂 Ayrıca Youtube projesi için daha ilk adımda topladığımız PC yetmeyecektir. O ortalama 10.000$ olan dediğim sunucu makinalarından onlarca almamız gerekecek 🙂

Bu yazıdan çıkaracağımız sonuç ülkemizde Youtube kadar büyük bir kitleye hitap eden bir sitenin çıkmayacağı değil. İlla çıkar fakat kullanımı, site giderlerini karşılayabilmek için ücretli olur sanırım.