Dün sabahtan beri malzeme sınavıma çalışıyordum. O kadar da çalışılacak yer vardı ki.. Daha doğrusu ezberlenecek 🙂 Neyse geceye kadar çalıştım, günümün çoğu fotokopiler başında geçti. Çok deli birgündü dün..
Normalde ezber yapabilecek kabiliyetim yoktur. Birşeyi öğrenebilmem için kesinlikle anlamam gerekiyor ve de mantığını kapmam gerekiyor. Aksi halde öğrenmem vakit alan birşey.. Aslında öğrenmesine öğreniyorum ama öğrendiklerimle üretemiyor, sınav kağıda bana ben kağıda bakıyoruz.
Sıyırmaya başladım gibi sanki
Dün sabah kalktım şöyle 7.30 civarında. Eyyy gidi eyy bir de Pazar sabahı derler, öğleye kadar uyur insan, tatil yapar resmen tüm gün boyunca derler.. Nerdeee.. Sonra başladım hafiften çalışmaya. İlk önce sırayla birkaç başlık altında içeriği okuyor sonra bu okuduklarımı kendime anlatıyorum 🙂 2-3 tekrardan sonra boş bir kağıda sıfırdan defter tutar gibi , kendi yorumladığım cümleleri yazıyordum. Neticede teknik terimler içeren bir ders, tuhaf cümleler kullanıyor kitaplar. Ezberlemeye kalksanız ertesi gün konuşma dilinizi unutuyorsunuz. O yüzden kendi yorumladığım cümleleri tekrar etmek daha akılcı oluyor. Akşama kadar böyle çalıştım. Artık gece 00:00’i bulmuştum. Bu vakitten sonra tüm öğrendiklerimi bir de duvarlara anlattım yatmadan önce.. Öğrenmem gereken 1 konu daha vardı. O yüzden sabah erken kalkacaktım.
Son zamanlardaysa yeni bir yöntem buldum sabahları uyanabilmek için. Normalde aileme derdim, sabah beni uyandırın diye. Malum babam 6 gibi felan illa uyanır yada annem. Ama daha da erken kalkmam gerekiyor çoğu zaman. Örneğin sınav saat 10’daydı. Dedim 5-5.30 gibi kalkayım. Yarım saatte 1 saatte olsa kardır benim açımdan. İlk önce cep telefonumun alarmını kurdum sabah 5,30’a. Ama biliyorum tabi bu alarm beni kesmez. O yüzden 5-6 tane de hatırlatma kurarım. Tüm hatırlatmaların uyarı alarmı vereceği zamanı sıralı yaparım. Yani 5.00’den başlar 5.30’a kadar belli zaman arayla dizerim bunları. Anlayacağınız gibi 5.00-5.30 arasında telefon durmadan çalıyor 😆 Ama ne yapayım ancak uyanabiliyorum.
Bu sabah bu şekilde uyandım ve kendime bir kahve hazırladım. Bir yandan yudumladım ve diğer yandan dün gece öğrendiklerimi duvarlara bir kez daha dinlettim. Sonrasında gözatmam gereken son konuya baktım. İşte kahvaltı, biraz daha tekrar derken saat 9.30 ‘a yanaştı..
Giyindim ve tüm sınav ekipmanını yanıma aldıktan sonra çıktım evden. Sınava 30 dk kalmıştı. O yüzden arabayla gitmeyi tercih ettim. Ziraat bankasının yanından geçerken durdum ve biraz para çekeyim dedim. Hem telefon faturasını ödeyecektim hem de arabanın depoya 10 YTL lik daha LPG koyacaktım. Ama ne göreyim gene bankamatiklerde para kalmamış… Cebime baktım 12 YTL çıktı 😀 Neyse dedim gittim 10 YTL ile otogaz doldurttum. Evet evet araba hem benzin hem lpg.. Yok yok impreza’ya felan lpg taktırmadım 😛 Sıradan halk otomobili bizimkisi de.
Ve nihayetinde üniversitenin giriş kapasına vardım. Kapıdaki koruma görevlisi her zamanki gibi inatla kimliğimi sordu. Abi dedim yeter arabayı tanıyorsun zaten ne kimliği ikidebir.. Yok olmaz göster…Allah allah ok güzel birşey sorsunlar kimlik ama soracaklarsa herkese ve her zaman sorsunlar. Şenlik zamanı dışarıdan gelen araçların kampüsü doldurmasından ötürü arabayı içeri bırakamadığım, konserlerin sanki Zonguldak yerel halkı içinmiş gibi potansiyele sahip olmasından ötürü kaç kez hevesimin kırılıp geri döndüğüm günleri bilirim. Eee böyle günler geçirince ve bir de üstüne adam kapıda kimlik sorunca elbet sinirleniyorsunuz. Mahalledeki arkadaşlar benden çok geliyor okula valla..
Ehh geldim bölümüme ve sınav salonunun önüne. Bir de ne göreyim, yani ne göremiyeyim 😕 Bir allahın kulu yok.. Dedim acaba nerede millet? Bir de üst kata baktım, yok yok.. Sonra bir daha baktım sınav takvimine. Eee bakıyorum 22.11.2005 – 10:00 .. Eee diyorum hani millet.. Sonra duyuru panosuna baktım, acaba dedim sınav iptal mi oldu ? Yooo… Ve 10 dk sonra farkına vardım, aslında bugün 21.11.2005 😳