Sevgili günlük sonunda 2006’ya girdik. 2006 yılına ailece ve akrabalarca girdim bu kez. Geçen sene yeni yıla Msn Messenger başında bir arkadaşıma yardım ederek girmiştim. Yok yok ne php ne phpnuke yardımı. Bu kez yardım ettiğimiz yakın bir arkadaşımın köpeğiydi. Yılbaşı gecesi hastalandı, ne yapsak ne etsek olduk. Yılbaşı gecesi olduğundan götürebileceği yerler konusunda pek bir seçeneği olmadığının farkındaydık. Biz de en büyük çözüm yolu Google’da ufaklığın gösterdiği belirtileri araştırdık. Ve sonunda bir takım bilgilere ulaştık.
Yeni Yıla Ailemle Girdim, Ya Siz?
Kendisi o gece çok yorulmuştu, hatta ilerleyen saatlerde Msn’si açık olarak uyuyakalmıştı. Aradan yaklaşık 2.5 – 3 saat sonra sabah 4.30 gibi tekrar belirdi mesaj ekranında. Ufaklığın daha iyi olduğunu, ve kendisine sarılı bir şekilde uyuyakaldığını söyledi. Ne güzeldir ufak bir canlıya duyulan sevgi. Ne güzeldir ona sarılarak uyuyakalmak. Ufaklık olarak bahsediyorum kendisinin köpeğinden, zira ben hep ufaklık derim onun için. Hehe hatırlarım, webcam üstünden kendisi görmüştüm. Daha ufacık, minicikti o zamanlar. Zaten arkadaşım birkaç gün öncesinde edinmişti onu. O kadar sevimli birşeyki ufaklık, ona sarılarak uyumayı ben de isterdim 🙂 Şimdi ise tabiri yerindeyse eşek gibi olmuş. Büyümüş yapılanmış. Ama hala sevimli 🙂
İşte 2005’e bu şekilde girmiştik. 2006 içinse hiçbir fikrim yoktu. Şevki arkadaşımla boş bir ev bulduğumuz taktirde kafaları çekmeyi düşünüyorduk sabahın ilk ışıklarına kadar. Fakat kendisi de gün boyu arazide olduğundan (Jeodezi mühendisliği okuyor ve hocasının yanında çalışıyor) çok yorgun olduğunu ve hocasının arazide açacağı vizkiden sonra eve dönüp uyuyacağını söyledi. Zaten dilediğimiz gibi boş bir ev de bulamadık, bulamadık değil aramaya vakit çıkaramadık.
Aslında dünden bizim aile dayımlara gitmek için sözleşmişlerdi. Dedim o zaman ben de gideyim. Diğer dayımlarda gelmişlerdi. Sanırım nereden baksanız 20 kişi vardı bir ara. (dayılar yengeler, çoluklar çocuklar, yegenler kuzenler) Başta kurabiyeler pastalar, kolalar çaylar geldi. Tabi 2005’in bitişini hızlandıran çerezler de her zamanki gibi yerini korumaktaydı. Çıt çıt derken bir bakmışsınız zaman geçmiş. Hele çekirdek yerken çok fena. Bir avuç aldınız diyelim eyvay eyvah. İlla o avuç bitecek, insanı çok pis kendine bağlıyor 😀
Atıştırma faslı bitince, sıra geldi tombalaya. Ben oynamaya kararlıydım fakat televizyonda da Avrupa Yakası vardı. Tabi tercihim Avrupa Yakası oldu.. Şaka maka bizimkiler hayli bir süre tombala oynadılar. Sanırım 9 – 12 kişi arası değişiyordu kişi sayısı 😀
Derken bir baktık geri sayım başladı televizyonda. Zonguldak’ta ortam nasıldı bilmiyorduk zira evin bulunduğu yere pek havai fişek patlamaları gelmiyordu. Ve sonunda 2006’ya girmiştik. 2006’ya girer girmez ilk konu kurban oldu. Kurbanı nereden alacaklardı, kaç ortak olacaklardı, kasaptı derken dayılarım ve babam hayli bir soluk soluğa tartıştılar. Netice ise yine bilinmiyor 😀 Sanırım yarın hayvan pazarına gidip ayak üstü karar veriler tam olarak ne yapacaklarına.
Saat 00.30 gibi oradan ayrıldık ve döndük eve. Şuan ise bunları yazıyorum, fakat çok uykum var. Az sonra yatacağım.
Peki sizler ne yaptınız yeni yılda, daha doğrusu nasıl girdiniz yeni yıla ?