Uzun bir süredir günlük kategorisi altına yazı girişi yapmamıştım. Bunun ve diğerlerine yazamamamın başlıca nedenlerinden biri kuşkusuz üniversite temposu. Yani ders çalışıyorum, en azından türlü hedefler ile kendimi kandırarak içimde ders çalışma arzusu yaratıyorum. Az çok ise başaralı olduğum söylenebilir. Yok yok derslerde değil, arzu olayında 🙂
Şaka bir yana son 1 yıldır derslere ağırlık verdim ve er ya da geç bölümü bitirmeyi hedefliyorum. Nisan ayı ise yoğun bir sınav süreci taşıyor ve arka arkaya sınavlara girmeye devam ediyorum. Bu süreç içerisinde internet ile bağlantı kurduğumda yapabileceğim, e-postalarımı kontrol etmek ve seyrek bir şekilde günlüğe giriş yapmak oluyor. Neyse, az kaldı.. Bir süre sonra sınavlar bitiyor ve az da olsa bir rahatlama dönemine giriyorum. Sonrasında patlatacağız 😀
Eğer kafamdaki tüm düşünceleri gerçekleştirebilirsem (en azından 1/4’ünü), asıl patlama yaz aylarında yaşanacak. O patlama için temel hazırlamaya çalışıyorum ara sıra kağıt üstünde. Meraklanmanıza gerek yok, sadece blog (günlük haftalık aylık) ön plandan çıkacak. Sadece blog alt yapısı ile çok iyi yerlere gelen ve birçok ziyaretçi kitlesi kazanan dmry.net’i çok daha ilerilere götürmek lazım diye düşünüyorum. Bunu yapabilmek içinse yaz tatilini beklemem gerekiyor. Bana lazım olan, kafamın tamamen boş ve rahat olduğu, bedenen zinde olduğum, güneşli, cıvıl cıvıl 2-3 haftalık bir yaz tatili 🙂
Dediğim gibi yakın süreçte patlamaların temelini oluşturacak değişimleri başlatacağım. Bunlardan ilki yurt dışından aylık 2000GB transfer limiti sağlayan bir FTP sunucusu kiralamak olacak. Abewebdesing ile yolumuza devam edeceğiz fakat tüm büyük boyuttaki dosyaların transferi işlemini yurt dışındaki sunucuya bırakacağız. Böylece ister e-kitap ister herhangi bir yazıda paylaştığım dosyalar olsun, bunları indirmede problem yaşamayacaksınız 🙂 Bu kadar büyük transfer limitini, 24 ay için aylık 5$ gibi fiyatlara kiralayabileceğimiz birçok data center bulunuyor.
Neyse şimdilik bu kadar yeter. Akşamki sınava çalışmaya başlamam gerekiyor. Öpüyorum 🙂
Bu arada kapatmadan önce
Belki duymuşsunuzdur. Birkaç gün önce bir kaza yaşandı.
Trafik canavarı mı demek lazım, yoksa kader mi bilemiyorum. İstanbul’dan Zonguldak’a gelmekte olan otobüs, lastiğinin patlaması sonucu bariyerleri parçalayarak önce 4 otomobile, ardından elektrik direğine çarparak durabildi. Yolcuların kurtarılmasının ardından alev topuna dönüşün otobüste bir kişi yanarak hayatını kaybetti. Ve haberlere “Henüz kimliği belirlenemeyen bir kişi” olarak geçti. Kimliği belirlenemeyen bu kişi, Karaelmas Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü 3.sınıf öğrencilerinden Elif ÇOKAL. Elif’in huzur içinde uyumasını, ve yakınlarına baş sağlığı diliyorum.
Ben haberin detayını Kemal Biçer‘den öğrendim önceki akşam sınavın tekine çalışırken. Kemal’in kapı komşusuydu Elif, ve Kemal’e göre kazada en son hayatini kaybetmesi gereken kişiydi o. Kimseye zararı olmayan, neşe dolu bir insan olarak tanımlıyordu Elif’i.
Duyduğumuza göre, Elif otobüste yer olmadığı ve sınavlarının olması nedeniyle kendi ısrarı üstüne hostes koltuğunda yolculuk ediyordu. Yolcu tanıdık olsada, ne kadar ısrar etsede hostes koltuğunda yolculuk etmeye izin vermek ne kadar doğru bir karar çok eleştiri alacak gibi görünüyor. Oysaki bir süre önce yılın güvenilir ulaşım kuruluşu ödülü Ulusoy’a verilmişti.
TEM’deki kaza ucuz atlatıldı
Otobüs Böyle Yandı Bir kişi Öldü 43 kişi Yaralandı
Az kalsın bir DAHA