Bir Rally of Turkey daha geride kaldı. Geçen hafta görev gereği 5 kişilik grubumuz ile Zonguldak’tan 13 saat sürecek Antalya yollarına düşmüştük. Herşey kesinlikle süperdi ve çok eğlenceliydi bizim için, aynı Formula 1’de olduğu gibi. Bu kez ki görevimiz gereği günlerimiz Kemer’deki Grand Haber Otel’deki Press Office’de geçti. Tabi bunlar dışarıdan göründüğü gibi toz pembe değildi! 7 gün boyunca günde 3 saat uyku ile durduğumu söyleyebilirim. Ama ne olursa olsun gönül verdiğim bu işten çok zevk aldım 🙂
Sabah 7 akşam 23-24 arası Grand Haber Otel’deki Press Office’de bulunuyordum gruptaki arkadaşlarım ile. Buradan çıkıp Grand Anatolia Otel’e dönünce gece hayatı 😛 başlıyordu ve 03.00 sularında başımızı yastığa koyuyorduk. Ve sonra tekrar sabahın 6’sında uyanmalar v.b.
Press Office’deki görevim Organisation Media idi.. Yani medya tabanlı tüm uygulamaları yürütmek bizim görevimizdi. Bu görev esnasında ne gibi tecrübeler edindin derseniz?
- Çok sağlam fotokopi makinası kullanır oldum ve makinaya zımbaların nasıl takılacağını da 😛 Zımbalı-zımbasız, yakınlaştırmalı-orijinal her türlü kopya özenle çıkarılır, ofise kadar teslim edilir 😛 Bu işi o kadar çok benimsemişimki, uykudayken arayıp o uykulu halle neredesin diye sorsanız “fotokopi çektiğimiz yerdeyim” cevabını dahi alabilirdiniz 😆
- Fazladan faks makinası kullanmayı da öğrendim diyebilirim.
- Ve ayrıca el zımbalarının telini değiştirmeyi,
- Mac notebook kullanmayı,
- Fransızca, ispanyolca, rusça v.b. gibi aslında bahsettiğim dillerden olup olmadıklarından bile kararsız olduğum 10’a yakın farklı dilde Windows 2000 ve Xp’nin Wireless bağlantı ayarlarını yapmayı,
- ve şuan aklıma gelmeyen birçok kırtasiye ve ofis aracını kullanmayı öğrendim 😀
Tabi herşey fotokopi çekme ile sınırlı değildi. Press office tüm ülkelerin basın görevlilerine hizmet veren bir yer olduğundan ötürü, kendilerinin her türlü bilgisayar, yarış sonucu edinme sıkıntılarını çözmek te bize aitti. Aslında en önemlisi ise her etaptaki yarış sonuçlarını, etaplar için pilot değerlendirmelerini derleyip basına sunmak ve onları daima güncel kılmaktı.
Arada sırada Kemer’deki servis alanını da ziyaret eder oldum. Çünkü basın için oluşturduğumuz bir de medya çadırımız vardı orada ve yarış neticelerini buradan temin edilebilir kılmakta bizim görevimizdi.
Her tarafımda internet bağlantısı olmasına ve hatta onlarca farklı wireless ağının içerisinde yüzüyor olsamda, pek vakit bulamadım internete girmeye. Girdiğimde de fark ettimki meğerse Skykhan’da oradaymış ve belki de saatlerce yan yana vakit geçirmişiz medya çadırının orada 😀 Tanışmak kısmet olmadı tabi.
O kadar güzel günler geçirir olmuştukki, çok alışmıştık Kemer’e. Bizim gruptan Murat, Serhat, Caner, Murat, Uğur derken yeni edindiğimiz Ilgıt, Alican, Şafak, Semih gibi çok muhabbet ve sıcak arkadaşlarla tanıştık. Ayrıca tecrübeleri ile bizleri yönlendiren Yeşim, Sinem, Banu Abla’ları da unutmak olmaz. Aslında daha sonradan farkına vardığımız eski rallicilerden John Horton ile görev yapmak ta gerçekten heyecanlandırıcı olmuştu 🙂 Bir öğle yemeğinde yaptığımız muhabbet esnasında kendisinin eski bir ralli pilotu olduğunu ve Colin Mcrae’in babası ile birlikte yarıştığını öğrendik. Konu ralli pilotluğundan açılmışken Grup B araçlarını sormadan geçemedim. Aldığım cevap ise Grup B’lerin birşey olmadığı, öncesinde bile yarıştığıydı 🙂
Neyse herşey çok güzeldi ve çok özeldi. İnanıyorumki bize verilen görevi en iyi şekilde yerine getirdik ve bunun huzuru içerisinde Zonguldak’a geri döndük.
İşte merak edenler için birkaç resim benden size 😉
Zonguldak’tan yola çıkarken. Soldan sağa; Caner, Serhat, Murat ve Ben
Zonguldak’tan yola çıkarken diğer… Soldan sağa; Caner, Serhat, Ben ve Uğur
13 saatlik yolculuk sonunda geçici olarak kaldığımız SeaLife Otel’deki odadan..
Ve güzel bir kahvaltı..
Tamamen yorumsuz!
Ve limandayız..
Biraz yağmur damlası ve güneş ışığı..
Bir ona bir de Subaru Impreza WRC’e hastayım 🙂
Ralli öncesi pilotlar basın toplantısında
Serhat: “Hakan kaçırma abi, Colin Mcrae bu bardaktan su içti!”
Hobbaaaaa
12 Ekim akşamı, start’ın verilmesine dakikalar kala. Basın alanında görevliyiz.
Focus WRC start için yerini alıyor..
Ahh ahh Subaru Impreza WRC
Grönholm start’ı aldı..
Hayırdır kardeş..
Polo otomobil severlerin ziyaretinde.
Yağmurun ardından doğan güneş diye ben buna derim 😀
SeatCup araçlarından biri de görücülere açıktı 🙂
Skykhan’ın da beğendiği Porsche
Seat’ın kokpiti.
Bu da Seat’tan 🙂
Servis alanından esintiler
Colin Mcrae Rally oyunundaki Colin Mcrae bu işte 🙂
Yollar gidişine kızlar duruşuna hasta 😛
Etap dönüşü Focus WRC
“Ben birinci olduğum rallilerdeki şapkamı saklıyorum” mazereti ile şapkası vermek istemeyen Grönholm
Her göreni kendine hasta bırakan PowerFm TIR’ı.
Subaru’nun mekanikerlere teslim edildiği an.
Ford çalışanları aracı yetiştirmeye çalışıyorlar..
Rüyalarda buluşuruz…
Ilgıt ve “Japon gülüşü” 😛
Hakan İnanır 😛
Seyirci özel etabındayız..
Abi bunlar kimmm??
Önce fişekler sonra şov..
Araçlar özel etapta çok yoruldular.
Ön ve arka ışıklar tamam. Ama araba nerde? 😕
Canım Subaru, çamur içinde kaldı 😀
Sinem Abla’nın makinasından şampanya töreni.
Yarış sonrası basın toplantısından..
Ve işte Press Office çalışanlarından bazıları..
Ayaktakiler soldan sağa: Ethem Serhat Yıldız, Uğur Taşçıoğlu, John Horton, Sinem Erdoğdu, Michael Loomes, Banu Hasırcıoğlu, Yeşim Bostancı
Diz çökenler soldan sağa: Hakan Demiray :P, Murat Saral, Caner Yılmaz
Asıl galipler bizleriz 😛
Ayaktakiler soldan sağa: Caner Yılmaz, Susanne Öhgvist, Murat Saral, Uğur Taşçıoğlu, Ethem Serhat Yıldız, Banu Hasırcıoğlu, John Horton
Oturanlar soldan sağa: Hakan Demiray, Sinem Erdoğdu, Yeşim
Bostancı, Ilgıt Taşlı, Michael Loomes
Titizlikle derlediğimiz tüm basın haberleri önünde hatıra fotoğrafı.
Dönüş öncesi son Antalya kahvaltımız.
Her eve lazım 😛
Antalya ve biz 🙂
Antalya ve ben 😉