Son zamanlarda birçok işi bir arada götürmeye başladım. İnanın vaktimin çoğu bilgisayar başında geçiyor. O kadar uzun süredir böyle ki bu, artık yavaştan yavaştan acısı çıkmaya başladı sanırım. Hayli yorgun hissediyorum kendimi öncelikle. En başta ise uykuya doyamıyorum 🙂
Bizimkiler 7 gibi kaldırıyorlar sabahları. 10 dk içinde kahvaltı edip tekrar yatağın içine giriyorum. Anneme 1 saat sonra kaldırmasını söylüyorum ama uyandığımda, vakti geldiğinde kendisinin beni birkaç kere uyandırmaya çalışmış olduğunu hatırlamıyorum. O da uyumama izin veriyormuş kalkamayınca 🙂 Uyku düzeni de yok gibi zaten. Örneğin bugün 8.30 gibi kalktım sanırım. Sonra bilgisayar başındaydım. Öğlen 12 gibi yemeğe oturacaktık. Annem, 15 dk daha işi kaldığını, bittiğinde sofrayı hazırlayacağını söylüyordu. Bilgisayar başında değildim o an ve hemen kendimi yorganın altına attım tekrar. Geçirdiğim en güzel kafa dinlendiren vakitlere bir 15 dakika daha eklemiştim. Sonra yemek yedim ve 2 gibi dışarı çıktım tekrar. Arkadaşlarla buluştum ve şu vakte kadar arkadaşlarla vakit geçirdik biraz. Kafam yerine geldi diyebilirim bir miktar 🙂
Son 2-3 haftadır da anlamsız bir özlem ve hüzün içerisine düştüm. Dışım gülüyor içim ağlıyor gibi. Yok yok moral bozukluğu değil, moralim hayli yerinde. Sadece diyorum ya özlem ve kırgınlık. Duygusal çöküntü belki 😛 Böyle bir durumda bile şaka yapabiliyor olmam kendimi daha da sevdiriyor zaten bana. Özlüyorum bazı şeyleri ama kırgınlık hat safada. Ne bileyim tuhaf bir durum..
Pufff iyiki günlük açtım valla.. Bazen bunları yazmak bile insanı inanılmaz derecede rahatlatıyor. Gevşiyorsunuz ağırdan ağırdan.
Neyse ben devam ediyorum çalışmaya. Aman dikkat edin kendinize 😉